Melanom
Melanom, en agresif seyirli ve hayatı en çok tehdit eden cilt kanseridir. Sıklığı yıllar içinde artmaya devam etmektedir. Erkeklerde 5., kadınlarda 7. en sık görülen kanserdir. Toplumda görülme sıklığı %2 gibi oldukça yüksek bir orandır, yani her 100 kişiden 2'sinde melanom görülmektedir. Deri kanserinden ölümlerin %75’i melanom nedeniyledir. Melanom, kötü huylu bir tümördür ve aslında "malign" (kötü huylu) kelimesi ile birlikte adlandırılmasına gerek yoktur. Yani iyi huylu melanom diye bir kavram yoktur. Dolayısıyla bu sayfada da esas olması gereken haliyle yani melanom olarak kullanılmıştır.
Melanom, derinin rengini veren ve bazal hücre tabakasında yer alan melanositlerden kaynaklanır. Son dönem çalışmalarda melanositlerde yer alan enzimlerden siklin bağımlı kinaz 4 (CDK4) ve bunun baskılayıcısı (CDKN2A) ile melanokortin- 1 reseptörünün (MC1R) mutasyonlarının rol oynadığı ortaya konmuştur.
Melanomun Başlıca Tipleri
Yüzeyel yayılan: Erkekte gövde, kadında alt ekstremite ve güneş gören yerlerde gözlenir. 30- 50 yaş arası kişilerde görülür, radial yayılma paterni vardır. Kafkas popülasyonunda en sık görülen tiptir. Görüntüsü deriden hafif kabarık değişken renk dağılımına sahip bir lezyondur.
Nodüler: Bacaklar ve gövdede gözlenir. Sıklıkla altta yatan bir nevüsten gelişir. Vertikal büyüme paterni gösterirler, prognozları diğer tiplerle yaklaşık aynıdır. Düzgün şekilli, tek renkli yuvarlak şişlik (nodül) veya yara şeklindedir (ülsere lezyon)
Lentigo maligna melanom: Baş ve kollar gibi kronik güneş hasarı olan kısımlarda sıktır. Yavaş ve radiyal paternde ve tipik olarak uzun süreli bir pigmente lezyondan gelişir, kronik güneş hasarı olan yaşlılarda sıktır. Hipopigmente lezyonlar görülebilir. Genelde zeminde yer alan aktinik (solar) keratoz isimli güneş lekelerinden kaynaklanır.
Acral lentiginöz melanom: El ayası,ayak tabanı, tırnak yatağı klasik çıkış alanlarıdır.Siyah ırkta en sık görülen tiptir. Üzerinde kahverengi- mavi arası renk değişiklikleri olan yamalar şeklindedir. Tırnak yatağı formunda dikey çizgilenme (Hutchinson bulgusu) gözlenir.
Dezmoplastik melanom: Baş-boyun bölgesinde daha sık gözlenir. Yara izine benzer bir cilt kalınlaşması şeklinde başlar, Sıklıkla cilt rengindedir ama koyu renkli hale gelebilir.Sıklıkla sinir dokusu yayılımı (perinöral invazyon) ve derin doku tutulumu gözlenir. Bölgesel yayılım oranı yüksek, yüksek nüks oranına sahip ancak daha nadir lenf nodu metastazı yapan alt tiptir. Bu özellikleriyle sarkom isimli bağ doku kanserlerini andırır.
Yumuşak Doku Kanseri (Sarkom) Nedir?
Yumuşak doku kanseri (sarkom), bağ dokularını etkileyen bir kanser türüdür. Bağ dokuları kaslar, cilt altı derin dokular, yağ dokuları, damarlar ve sinir hücrelerini tutan geniş bir yelpazeyi oluşturur. Bu dokular bacak, kol, karın, boyun ve leğen kemiği bölgelerini içine alır. Şişlik, yumru ve kitleler dışardan belli olacak büyüklüğe ulaşmadığı sürece fark edilmesi zor bir kanser türüdür. Yani yumuşak doku kanserini oluşturan tümörler küçükken herhangi bir belirti vermeyebilir. Yumuşak doku kanseri ancak tümörün büyümesiyle ve bu duruma ağrıların da eşlik etmesiyle fark edilir hale gelebilir. Sarkom ileriki safhalarda tümör hücrelerinin büyüyüp çevre dokulara bası yapıp şiddetli ağrılara ve yürüme bozukluğuna varan etkilere sebep olabilir.
Yumuşak Doku Kanserinin Belirtileri
Bağ dokuları vücudun her bölgesinde olduğu için sarkomun oluşum yerleri de oldukça fazladır. Sarkomun en büyük belirtisi ağrısız bir yumru oluşumudur. Bu büyümeler bazen kaslara ve sinirlere baskı yapacak kadar büyük boyutlara ulaşabilir. Daha seyrek olarak göğüs ağrısı ve nefes alıp vermede zorluk, mide ağrısı, siyah-kanlı dışkı ve kan kusma şeklindeki belirtiler olabilir. Vücudumuzdaki şişlik ve yumrular her zaman sarkom olmayabilir. Vücudumuzda fark ettiğimiz şişliklerin çoğu iyi huylu doku kümelenmeleridir. Kötü huylu yumuşak doku tümörleri genel olarak 5 santimetreden daha büyük olup daha derin dokulara yerleşme eğilimindedirler.
Yumuşak doku kanserinde en çok görülen belirtilerden bazıları ise aşağıdaki gibidir:
- Tümörün olduğu bölgede şişlik veya sertlik
- Kitlenin olduğu çevre dokularda ağrı
- Kitlenin boyutuna bağlı olarak yürüme bozuklukları veya hareket kısıtlılığı
- Kemik hassasiyeti ve kemik kırıkları
- Nefes almada güçlük veya solunum yetersizliği
- Karın ağrısı
- Bağırsaklarda tıkanma-daralma
- Anemi (kansızlık)
- Kilo kaybı
- Ateş
- Yorgunluk, halsizlik.