Anoftalmi
Genellikle bilateral olan bu klinik tablo embriyonik gelişim sırasında primer optik vezikülün serebral vezikülden gelişememesi sebebi ile ortaya çıkmaktadır. Anoftalmi spontan olarak ortaya çıkar fakat merkezi sinir sistemi defektleri ve bazı kromozomal anomalilere (trizomi 13) eşlik edebilir.
Gelişimini tam olarak tamamlamış, kısmi veya tam yapışıklık gösterebilen, kirpikli kenarları ve punktumları gelişmiş olan kapakların altında glob ya hiç gelişmemiştir ya da rudimenter bir doku olarak palpe edilir. Lakrimal sistem anatomik ve fonksiyonel olarak gelişimini tamamlamıştır ancak orbita kemik yapısı globun olmamasına bağlı olarak hipoplaziktir.
Mikroftalmi
Embriyonik gelişim sırasında ortaya çıkan defekt sonucunda gözün ebatlarının küçük olması ve buna eşlik eden yapısal anomalilerin bulunması ile karakterizedir. Mikroftalmiden klinikte genelllikle kornea çapına bakarak şüphelenilse de normal göz çapı ile mikrokornea bulunabileceği gibi normal kornea çapı ile mikroftalmiye de rastlanabilir. Mikroftalmiye sebep olan etkenler arasında heredite (otozomal dominant veya resesif), kromozom anomalileri ve çevresel faktörler yer almaktadır.
Mikroftalmi izole primer bir göz hastalığı olabildiği gibi intrauterin enfeksiyonlar (özellikle rubella ve sitomegalovirus), kraniyofasiyal anomaliler ve ön segment disgenezi sendromları başta olmak üzere mikroftalmi ile birlikte görülen yüzlerce sistemik sendrom bulunmaktadır.
Normal yenidoğanda gözün çapı 16 mm’dir. İki standart sapmanın altı patolojik olarak değerlendirilirken defektin ciddiyeti ile orantılı olarak boyut çok farklılık gösterir. Göz küresi en hızlı 1 yaş civarında büyür; iki yaş biterken erişkin boyutlarının yaklaşık %90’ına ulaşmıştır. Bir yaşında 19 mm, erişkinde ise 21 mm’den daha küçük göz küresi mikroftalmi olarak adlandırılır. Mikroftalmi tek veya iki taraflı olabilir.
Mikroftalmi basit yani başka oküler anomalilerin bulunmadığı tip ve kompleks yani katarakt, glokom, vitreoretinal hastalıklar veya optik sinir anomalileri ile birlikte görülen tip olarak iki grupta incelenebilir. Orbital kist ile birlikte görülen mikroftalmide defekt koroidal fissürün kapanması aşamasında ortaya çıkarken, kolobomatöz mikroftalmiden optik vezikülün embriyonik kleftinin kapanması sırasında ortaya çıkan defekt sorumludur.
Mikroftalmik gözlerde iris, koroid veya optik disk kolobomu sıklıkla birlikte görülebilir. Makula ve optik diskin karışmadığı olgularda iyi görme düzeyi sağlanabilir. Hafif mikroftalmide görme fonksiyonları etkilenmeyebilir; ancak konjenital katarakt, persistan fetal damarlanma ve kolobom gibi ciddi göz hastalıkları da tabloya eşlik edebilmektedir. Koroid kolobomu üzerinde yer alan retina ve damarlar çoğunlukla displastik olup yırtılabilir. Kolobomatöz gözlerdeki retina dekolmanlarının tedavisi, altta retinanın yapışabileceği retina pigment epiteli bulunmaması nedeniyle çok büyük güçlük gösterir. Bu nedenle bu gözlerin travmadan korunması yararlı olur.
Mikroftalmik göz nedeniyle orbita tam olarak gelişmez. Eğer mikroftalmik gözde kullanılabilir bir görme yoksa bebeklik çağından itibaren orbita hacmini ve fornikslerin çapını artırabilmek için akrilik halka şeklinde bir destek (konformer) göz küresi üzerine kullanılmalıdır. Bu desteğin çapı ve hacmi bebeğin gelişimine göre giderek büyütülmelidir. Çocuk psikolojik olarak etkilenebileceği yaşa gelince bu destek iris ve kornea baskılı bir protez kabuk olarak hazırlanabilir.
Nanoftalmus
Nadir görülen bu basit mikroftalmi tablosunda anormal kollajen ve artmış fibronektin nedeniyle aşırı kalın bir sklera yapısı ve buna bağlı olarak özellikle intraoküler cerrahilerle birlikte ortaya çıkan yüksek koroid effüzyonu riski, fundusta optik diske giren ve çıkan damarlarda aşırı kalabalık bir görünüm, yüksek hipermetropi ve geç dönemde ortaya çıkan dar açılı glokom en önemli bulgulardır. Bu hastaların bir kısmında şaşılık da görülebilir. Ametropik ambliyopi sıktır.