Katarakt Nedir?
Katarakt genellikle belli bir yaştan sonra ortaya çıkan bir göz hastalığı olarak bilinmektedir. İnsan gözünün yaşlanma sürecinden en hızlı etkilenen organ olması, yaşlanma ile birlikte kataraktın ortaya çıkmasına neden olarak gösterilebilir.
Bununla birlikte katarakt yalnızca ileri yaşlarda görülen bir hastalık değildir. Doğumsal, genetik ve çevresel faktörler kataraktın ortaya çıkmasında etkili olmaktadır.
Göz merceği, irisin hemen arkasında bulunan saydam bir yapıya sahiptir. Pupilla yolu ile göze giren ışığı kırarak retinada odaklar. Göz merceğinin görevi; kendi saydamlığını koruyarak, gözün optik sistemi içerisinde ışığı kırıcılık rolünü üstlenmektir.
Göz merceğinin saydamlığını yitirerek matlaşmasıyla göze gelen ışığın iletilmesinde aksamalar meydana gelir ve de dolayısıyla birtakım görme problemleri oluşur. Buna katarakt denmektedir. Katarakt ilerledikçe hem yakın hem de uzak görüşte görme kayıpları söz konusu olmaktadır.
Katarakt daha çok yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görülüyor olsa da çevresel veya doğuştan etkenler sonucu da meydana gelebilir. Her iki gözde de oluşabilir ancak birinden diğerine yayılım görülmez.
Bazı göz hastalıkları, ilaç kullanımı ya da göz travmaları neticesinde de katarakt gelişim gösterebilir. Bu tarz katarakt yaşlanmaya bağlı gelişene göre daha hızlı ilerleyebilmektedir. Yeni doğan bebeklerde de katarakt görülebilmektedir. Bu durumda hızlı biçimde müdahale gerekir.
Katarakt ileri derecede görme kaybına sebep olabilecek bir rahatsızlıktır. Katarakt sonucu meydana gelen görme kaybının temel nedeni olarak ise, göze dışarıdan gelen ışığın saydamlığını yitirmiş mercekten geçerken sağlıklı bir biçimde kırılım gerçekleşmemesi gösterilmektedir.
Katarakt tedavi edilmediği durumlarda önemli boyutlarda görme kayıplarına neden olabileceğinden, kişinin günlük yaşamını büyük ölçüde etkiler. Yaş ile ortaya çıkan katarakt rahatsızlığı yavaş ilerlediğinden olumsuz sonuçların farkına varılmayabilir veya geç varılır. Bu nedenle 40 yaş üzeri kişilere düzenli göz muayenesi yaptırılması tavsiye edilmektedir.
Katarakt Nedenleri Nelerdir?
Göz merceğinin esnek ve saydam yapısı, merceği oluşturan dokular tarafından sağlanır. İlgili dokularda çeşitli protein ve minerallerin kontrolsüz birikimleri sonucunda birtakım problemler meydana gelir. Bu nedenle kataraktın temel nedeni olarak proteinlerin yapısal değişimleri gösterilebilir.
Merceğin dokusunda yaşanan bu değişimlerle birlikte, göz merceğinin yüzeyinde kahverengi ve sarı lekeler oluşmaktadır. Bunun sonucunda göz merceği saydamlığını yitirerek, katarakt gelişim süreci başlar.
Lens dokusunda meydana gelen çeşitli madde birikimleri ve yerleşimleri sonucu farklı biçimlerde katarakt türleri meydana gelebilir. Bunlar; nükleer katarakt, kortikal katarakt, posterior katarakt, konjenital katarakt, sekonder katarakt olarak ifade edilebilir.
Bununla birlikte, kataraktın en yaygın görülme nedeninin yaşlanmaya bağlı olarak göz içi lens yapısında meydana gelen değişimler olduğuna değinebiliriz. Özellikle genç yaşta gelişim gösteren kataraktın altında farklı nedenler yatabilir.
Katarakt oluşum nedenlerine şu şekilde değinebiliriz;
- Diyabet, metabolizma da bozukluklar
- Sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklar
- İlerleyen yaş
- Güneş ışığına uzun süreli maruziyet
- Radyasyona uzun süreli maruziyet
- Ailede katarakt öyküsü olması
- Darbe sonucu yaşanan göz travmaları
- Kortizon, steroid vb. ilaçların uzun süreli kullanımı
- Göz ameliyatları sonucunda ortaya çıkan çeşitli yan etkiler
- Yüksek tansiyon, göz tansiyonu (glokom)
- Obezite
Kataraktın genellikle 60 yaş ve üzeri kişilerde görüldüğüne değindik. Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan bu katarakt türüne, sentil katarakt denilmektedir. Ancak ilerleyen yaşın katarakt oluşumunda tek neden olmadığını hatırlatmak isteriz.
Katarakt Belirtileri Nelerdir?
Katarakt başlangıç evresinde belirti göstermeyebilir. Belirtiler genellikle hastalık ilerledikçe ortaya çıkmaktadır. Katarakt rahatsızlığında görmede güçlük dışında günlük hayatı olumsuz yönde etkileyecek belirtiler görülmemektedir.
Genellikle belirtiler görme güçlüğü ile ilişkili olmaktadır. Katarakt başlangıcında görmede hafif bulanıklık ve renklerde solma belirgindir. Özellikle gece ışıklarındaki dağılmalar belirtiler arasında dikkat çekmektedir.
Katarakt rahatsızlığına bağlı olarak ortaya çıkan bazı belirtilere şu şekilde değinebiliriz;
- Gece görüşünde zorlanma
- Güneşli günlerde görme bozukluğu
- Bulanık görme
- Işıktan rahatsızlık
- Okuma gibi faaliyetlerde normalde olduğundan daha fazla ışık ihtiyacı hissetmek
- Gözlük numarasında sık değişmeler
- Görmede azalma
- Araç kullanırken zorlanma
- Detayları görmede zorluk
- Çift görme
- Renklerin parlaklığını kaybetmesi ve pastel tonların hakim olması
- Dumanlı, buğulu görme
Katarakt genellikle yavaş gelişim gösteren bir rahatsızlık olarak bilinmektedir. Bu sebeple hastalığın başında beklenen belirtiler gözlenmeyebilir. Katarakt ilerledikçe belirtiler belirgin hal alır. Hastalığın tedavi edilmediği durumlarda görüş önemli ölçüde azalır.
Katarakt Teşhis Yöntemleri Nelerdir?
Katarakt teşhisinde öncelikle ilgili uzman tarafından hastanın öyküsü dinlenir. Sonrasında yapılacak göz muayenesi ile kataraktın teşhisi mümkün olmaktadır. Katarakt teşhisinde sık sık diğer göz hastalıklarının da teşhis edilmesi mümkün olmaktadır.
Kataraktın teşhisinde kullanılan bazı test ve tetkik yöntemleri; görme keskinliği testi, tonometri, retina muayenesi ve de biyomikroskobik muayene olmaktadır.
Katarakt Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Katarakt teşhisinden sonra hastalığın erken dönemindeyse kişi, çeşitli tedavi yöntemleriyle görme kayıpları giderilmeye çalışılır. Bazı yaşam tarzı değişikliklerine, yakın görme problemi yaşanıyorsa yakın gözlüğü verilmesi veya altta yatan diğer hastalıkların tedavisine odaklanılır.
Katarakta bağlı gelişen sorunlar yaşam kalitesini etkilemiyorsa tedaviye de ihtiyaç duyulmayabilir. Erken evre katarakt için gözlük kullanımı veya bulunduğunuz ortamın ışık seviyesini artırmak gibi çözümler de etkili olabilmektedir.
Bunlarla birlikte, kataraktın en kalıcı ve etkili tedavi yöntemi cerrahi müdahale olarak bilinmektedir. Ameliyat dışındaki tüm tedavi seçenekleri hastalığın ilerleyişini yavaşlatmaya yönelik ve de kişinin hayat kalitesini biraz olsun iyileştirmeye yönelik çabalardır.
Katarakt, kişinin yaşamını olumsuz yönde etkilemeye başladığı zaman cerrahi müdahale en kalıcı çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Göz tansiyonunun katarakt nedeniyle yükseldiği durumlarda hızla cerrahi müdahale gerektirmektedir. Yüksek göz tansiyonu görme duyusu üzerinde kalıcı hasara yol açabilir.
Katarakt Ameliyatı
Katarakt ameliyatı mikrocerrahi niteliğinde hassas bir operasyon türüdür. Günümüz şartlarında gelişen teknoloji ile birlikte kolay ve hızlı biçimde gerçekleştirilir. Bir saatten az sürede tamamlanan katarakt ameliyatında genellikle lokal anestezi tercih edilmektedir.
Katarakt ameliyatında kişinin doğal göz içerisindeki lensi çıkarılarak, yerine yapay göz içi mercek yerleştirilir. Gözün kenarından açılan mikro kesi vasıtasıyla göz içine girilerek kataraktlı lens göz içinden çıkartılır. Çıkartılan lensin yerine yapay lens yerleştirilerek görme duyusunun iyileştirilmesi sağlanır.
Katarakt cerrahisinde en çok uygulanan yöntem, halk arasında lazer cerrahisi olarak da bilinen FAKO (fakoemülsifikasyon) yöntemidir. Bu yöntemde lens özel ultrason dalgaları ile ufak parçalara ayrılır ve cerrahi olarak vücuttan alınır. Daha sonrasında yerine vücut ile uyumlu yapay lens yerleştirilir. Operasyon sonrası dikişe gerek duyulmamaktadır.
Bir diğer cerrahi operasyon türü ise ekstrakapsüler katarakt ameliyatıdır. Bu ameliyatta göze daha büyük bir kesi atılarak göz merceğinin parçalara ayrılmasına ihtiyaç duymadan, mercek olduğu yerden dışarıya alınır. Özellikle göz merceğinin lazerle ya da ultrasonla parçalanamayacak duruma geldiği hallerde bu yöntem tercih edilmektedir.
Katarakt ameliyatları sonrası gözün tam olarak iyileşmesi 8 haftayı bulabilmektedir. Ameliyat sonrası ağrı, kaşıntı gibi durumların görülmesi ise normaldir. Operasyon sonrası gözlerde önemli bir iyileşme olabileceği gibi gözlük kullanma ihtiyacı da olabilmektedir.
Kataraktan Nasıl Korunulabilir?
Katarakt oluştuktan sonra ilerlemesinin durdurmanın imkanı yoktur. Bu sebeple, katarakt oluşumunun önlenmesi adına alınacak birtakım önlemler katarakttan korunmaya yardımcı olabilir.
Bu önlemlere şu şekilde değinebiliriz;
- Gözleri yoğun güneş ışığından korumak ve direkt olarak güneşe bakmamak
- Omega-3 bakımından zengin beslenmek
- Sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklara sahip olmamak
- Gözleri dışarıdan gelecek darbelere karşı korumak
- Zorunlu haller dışında kortizon vb. ilaçlar kullanmamak
- Sebze ve meyve ağırlıklı dengeli bir beslenme alışkanlığına sahip olmak
- Diyabet rahatsızlığını önlemek