Lipom
Lipom en sık görülen yumuşak doku tümörüdür. Daha sık 40-60 yaşlarda rastlanır. Yüzeyel lipomlar kadınlarda ;multipl ve derin olanlar erkeklerde biraz daha sık görülür. Çevre dokulara bası yapması, büyüme kozmetik olarak şikayet varsa çıkarılmalıdır. Lipomlar yüzeyel ve derin olmak üzere yerleşimine göre ikiye ayrılır. Klinik olarak yumuşak ,mobil,ağrısız ve iyi sınırlıdır. Yüzeyel olan lipomların tanısı kolaydır ve genellikle çok büyük değilse ameliyat aciliyeti yoktur. Röntgenlerde hipodens yumuşak doku dansitesinde görünümü, nadiren kalsifikasyonlar olabilir. MR da lobüle, homojen ve yağ dansitesinde görülür. T1 de yüksek inyal intansitesi, T2 de orta sinyal intansitesi. Yağ baskılayıcı yöntemlerle diğer lezyonlardan ayırıcı tanısı yapılabilir. Derin yerleşimli, büyük ve hızlı büyüyenler, MR da heterojen görünümde olanlarda sarkom ile ayırıcı tanı yapılmalıdır. Tedavide geniş sınırlarla çıkarılmalıdır. %5 olguda tekrarlama görülebilir.
Periferik Sinir Tümörleri ( Schwannoma)
Nörinom (schwannom,nörilemoma), Nörofibrom, Nörofibromatozis (von Recklinghausen)
Neoplastik Olmayan lezyonlar
Travmatik Nöroma, Morton Nöroması
Malign Tümörler
Malign Schwannom
NÖRİNOM ( NÖRİLEMOMA ,SCHWANNOM )
Soliter ,iyi huylu ve yavaş büyüyen tümörlerdir. Periferik sinir tümörü aktif Schwann hücrelerinin proliferasyonu ile ortaya çıkar. Her yaşta görülebilir ancak adult yaşlarda (20-50) daha sıktır. Nörinom tipik olarak soliter ve enkapsüledir, Ekstremitede fleksör yüzleri sever ve peroneal ve ulnar sinir sıklıkla tutulur. Genelde nörolojik defisit ve ağrı yapmaz ve kitlenin farkedilmesi ilk bulgu olabilir. Periferik sinirde görüldüğünde keskin bir ağrıya neden olabilir. Tümör sinirlerde eksantrik olarak yerleşir. MR da T1 de adele ile aynı intansitede ,T2 de çevredeki yağ dokulara göre daha yoğun intansitede bir yumuşak doku kitlesi olarak değerlendirilir. Longitudinal kesitlerde kitle içine giren ve çıkan sinir ayırt edilebilir. Makroskobik olarak iyi kapsüle, solit, düzgün sınırlı ve beyazımsı renktedir. Nörinomlar benign lezyonlardır, cerrahi olarak çıkarılması yeterlidir ve malign dönüşüm nadiren görülür.
SOLİTER NÖROFİBROM VE MULTİPL NÖROFİBROMATOZİS
Soliter nörofibrom, periferik sinir tümörlerinin en sık görülen tümörüdür. Nörofibromların çoğu tek lezyon şeklindedir. Makroskobik olarak yumuşak jelatinöz,homojen ,gri-beyaz görünümlü tümörlerdir. Nörofibromda nörinoma göre daha fazla kollejen dokusu vardır. Nörofibromda fibroz bir kapsül bulunmaz. Mikroskopide değişik oranda Schwann hücreleri, perinöral hücreler ve fibroblastlar vardır. Tedavide öncelikle biyopsi yapılması uygun olur. Fibröz kapsül olmaması ve santral olarak yerleşmesi nedeniyle sinirden ayrılması zordur . Bu nedenle nörofibromun tam çıkarılması nörinoma göre daha yüksektir. Nörofibromlar schwannomaya göre az da olsa maligniteye eğilim gösterir.
MORTON NÖROMA
Ayakta distal metarsal bölgede gelişen interdijital nöroma veya Morton nöroması olarakbilinir. En sık orta –ileri yaşlı kadınlarda ve dördüncü metatars başında görülür. Etiyolojide aşırı metarsal hareket ve uygun olmayan ayakkabı neden olabilmektedir. Klinik muayenede ağrı palpasyon ile şiddetlenir. Konservatif ve cerrahi tedaviler uygulanabilir.
Damar Kökenli Tümörler
A. Benign
1. Hemanjiom
a. Kapiller
b. Kavernöz
2. Glomus tümörü
B. Malign
1. Anjiosarkom
1. Kaposi sarkomu
2. Malign glomus tümörü
3. Malign hemanjioperistom
HEMANJİOM
Hemanjiomlar sık görülen yumuşak doku vasküler anomalileridir. Hemanjiom genelde tek bir adele dokusunun içinde yer alır, sadece el ve ayakta apenöroz ve tendonlar arasında yayılabilir. Alt ekstremitede biraz daha sık görülür. Çocukluk çağında en sık görülen yumuşak doku tümörüdür. Semptomların başında kitle gelir. El ve ayak yerleşiminde, cilt ısısında artma, süperfisyel venöz retikulumda telenjiektazi, siyanoz ve hiperhidroz görülebilir.
Ultrasonografide kompleks bir kitle ve renkli dopplerde yüksek akım tespit edilebilir. MR da MR da T2 de üzüm salkımına benzeyen multipl ve lobüle lezyonlar görülür. Kavernöz hemanjiomların tedavisi genellikle cerrahidir. Preoperatif olarak arteriografi ve embolizasyon gerekebilir. Tekrar oluşmaması için eksizyonun geniş sınırlarla yapılması gerekir. Adale içine yerleşmiş hemanjiomlarda lezyon etrafında bir miktar adale dokusu çıkararak geniş eksizyon yapmak gerekir.
GLOMUS TÜMÖRÜ
Arteriovenöz glomiden kaynaklanan, nadir ancak keskin ağrılı bir lezyondur. Kadınlarda daha sık görülür. Karekteristik lokalizasyonu el,özellikle tırnak yatağı;parmak uçları ve avucun subkutanöz dokularıdır. En karekteristik semptom ağrıdır. Ağrı basınçla ve vazomotor değişikliklere yol açan ısı, mensturasyon gibi durumlarda ortaya çıkar. Glomus tümörü kemiği inceltir ve bu XR de görülebilir. MR da ise T2 ağırlıklı sekanslarda yüksek sinyal intansiteli yumuşak doku kitlesi görülür. Tedavisi cerrahi eksizyondur.
Fibröz Dokudan Köken Alan Tümörler ( Fibromatozis)
Fibramatozis fibröz dokudaki proliferasyon ve çevre dokulara yayılma eğiliminde olup, cerrahi sonrasında yüksek oranda tekrarlamaya yatkın olup metastaz yapmayan lezyonlardır. Bunlara bir grup olarak fibromatozis denilir. En sık görülen fibromatozis palmar ve plantar fibromatozistir. Avuç içinde görülen Dupuytren kontraktürüne erkeklerde daha sık rastlanır. Diyabet, epilepsi ve alkolizm durumlarında daha çok görülür. Fleksiyon kontraktürü daha sonra gelişir ve tüm fasya kalınlaşır. MR da T1 ve T2 imajlarda esas olarak düşük sinyal intensitesinde ,çevre yumuşak dokularda invazyona neden olan bir yumuşak doku lezyonu olarak dikkati çeker. Çevre yumuşak dokulara doğru infiltratif bir uzanımı vardır. Genellikle tanı rahat konulur ancak immatür olanlar ve sellüler olanlar fibrosarkoma benzeyebilir. Eksizyon sonrasında tekrar oluşması %20 –70 oranında görülebilir. Kendini sınırlayan bir hastalıktır ,metastaz görülmez. Mümkün olduğu kadar geniş cerrahi eksizyon yapmak gerekir.
Elastofibroma Dorsi
Daha çok orta ileri yaş bayanlarda sırt bölgesinde skapula ile kostalar arasında oluşan reaktif yumuşak doku büyümesidir. İyi huylu yumuşak doku oluşumudur. Klinik şikayet yoksa takip edilebilir. Ancak ağrı, hareket kısıtlığı veya kozmetik rahatsızlığa sebep oluyorsa ameliyatla çıkartılması gerekmektedir.
Daha çok orta ileri yaş bayanlarda sırt bölgesinde skapula ile kostalar arasında oluşan reaktif yumuşak doku büyümesidir. Kesin sebebi bilinmemekle birlikte kronik travma- sürtünmeye bağlı tepki olarak oluşan iyi huylu yumuşak doku oluşumudur. Bazen ağrı veya hareket kısıtlılı veya ele gelen şişlik sertlik şikayeti yapabilir. İyi huylu olup herhangi hayati tehlikesi yada başka yere yayılma özelliği yoktur. Tanı için dorsal MR ile en doğru şekilde konulabilir. Ancak kesin tanı ameliyatla çıkarılan dokunun histopatolojik olarak incelenmesi ile konulabilir. Klinik şikayet yoksa takip edilebilir. Ancak ağrı, hareket kısıtlığı veya kozmetik rahatsızlığa sebep oluyorsa ameliyatla çıkartılması gerekmektedir. Ameliyat öncesi kitlenin USG ile işratlenmesi doğru bölgeden çıkarılması için kolaylaştırıcı bir yöntemdir.
Ganglion Kisti
Eklem bölgelerinde en sıklıklada elbilek dorsal bölgede görülür. eklem kapsülü ve sıvısının aşırı zorlanmalara karşı tepti olarak fıtıklaşmasın abağlı geliştiği söylenir. kesin sebebi bilşinmemekte ve hayatı tehdit edivci bir durum değildir . Aşırı büyürse, ağrı yaparsa veya kozmetik nedneler le ameliyat ile çıkarılabilir. NAdirde olsa tekrarlama ihtimali vardır.